Göller Marmara
Türkiye
Marmara Bölgesi, ülkenin kuzeybatısında yer alır. Yüzölçümü açısından Türkiye’nin altıncı büyük bölgesi olmasına rağmen en kalabalık nüfus buradadır. Marmara Bölgesi, akarsular ve göller açısından çok zengindir. Bölgede birçok irili ufaklı doğal ve suni göl bulunur.
Sapanca Gölü
Sakarya’nın en çok ziyaret edilen noktası olan Sapanca Gölü, bir tatlı su gölüdür. Çam, gürgen ve meşe ağaçlarıyla kaplı tepelerle çevrili Sapanca, güzel bir doğal atmosfere sahiptir. Gölün etrafında alabalık restoranları ve her türlü beklentiye cevap veren oteller vardır. Ayrıca Sakarya Gölü’nü besleyen akarsuların üzerinde de ziyaretçiler tarafından popüler olan kafe ve restoranlar bulunmaktadır.
16 kilometre uzunluğundaki göl, 42 kilometrekarelik bir alanı kaplar. Sapanca Gölü’nün en derin yeri 61 metre olmasına rağmen gölün ortalama derinliği 30 metre civarındadır. Göl ve çevresinde 80’e yakın kuş türü yaşar. Geniş havzası sayesinde kirlilik oranı diğer göllerden daha azdır.
Şehir merkezlerine yakınlığı Sapanca Gölü’ne ulaşımı kolaylaştırır. Göl, ziyaretçilere şehrin gürültü ve kalabalığından uzaklaşıp doğada rahatlayabilecekleri büyüleyici bir atmosfer sunar.
Gölün yüksek rakımlı kısımlarında yer alan Arifiye Ormanı doğa severler için mükemmel bir kamp ve piknik alanı sunar. Eğer gölün üzerinde zaman geçirmek isterseniz kısa bir kano turu yapabilirsiniz.
Sapanca Gölü, İstanbul’dan 137 km, Ankara’dan 321 km, İzmir’den 489 km, Eskişehir’den 185 km, Bursa’dan 165 km, Kocaeli’den 48 km ve Sakarya’dan 25 km uzaklıktadır. İstanbul ve Adapazarı’ndan geliyorsanız yolculuk yaklaşık iki saat sürer.
Uluabat Gölü
Uluabat Gölü Bursa’nın yaklaşık 35 km batısında, Bursa-İzmir otobanının beş km güneyindedir. İstanbul’dan arabayla üç saat uzaklıktadır.
Uluabat Gölü, kuşların göç rotaları üzerinde olduğu için çok çeşitli kuş türüne ev sahipliği yapar. Zengin bir bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliğine sahip bir sulak alan olarak, Ramsar Sözleşmesi ile korunmuş bölge ilan edilmiştir. Uluabat Gölü, Eskikaraağaç ve Gölyazı yarımadaları, göl üzerinde tekneyle ziyaret edilebilecek irili ufaklı adalar ve antik çağa ait tarihi kalıntıları ile görülmesi gereken yerler arasındadır. Göldeki bilimsel çalışmalarda 21 balık türü tanımlanmıştır. Ticari amaçlarla avlanan belli başlı türler turna balığı ve sazandır. Daha az miktarda olmakla birlikte tatlı su kefali, ringa balığı ve kırmızı kanat balığı da avlanır.
Ulubat Gölü’nün kıyısında bulunan Gölyazı Köyü, bölgenin en ilginç ve tarihi yerlerinden biridir. Kasaba yerleşimi halen 800 metre uzunluktaki antik surların içinde yer alır. Surlarda antik çağa uzanan yeniden kullanılmış öğeler vardır ve kapılarla kuleler hala yerlerindedir. Bazı bölümlerde Roma, Bizans ve Osmanlı mimari tarzları iç içe geçmiştir. Antik çağda bu yerleşim Apollonia olarak bilinirdi. Bir başka dikkate değer anıt 1908-1918 yılları arasında “Yeni Mahalle”nin Ortodoks nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilen Aziz Panteleimon Kilisesi’dir. Restorasyonunun ardından 2014 yılından bu yana kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.
Gölyazı, baharda yükselen sular nedeniyle suyun içinde kalan ağaçları, ördekleri, pelikanları, her bahar evlerin çatılarına yuva yapan leylekleri, temiz, arnavut kaldırımlı sokakları ve dost canlısı, misafirperver yerel halkıyla ziyaretçilerini bekler.
Manyas Gölü
Kuş Gölü ya da Manyas Gölü, Balıkesir’ın Bandırma ilçesinde yer alır. Marmara Denizi’nin güneyinde geniş ve sığ bir tatlı su gölüdür. Gölün ortalama derinliği üç metredir.
Gölün kıyısında çok sayıda söğüt ağacı sazlar ve çayırlar yer alır. Manyas Gölü, su kuşlarının kışı geçirmesi ve üremesi için önemli bir yerdir ve Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı burada bulunur. Sık ve çeşitli bitki örtüsü, özellikle yüzlerce kuşu barındıran doğal yaşam ortamları birçok ziyaretçiyi çeker. Burada beyaz pelikan (Pelecanusonocrotalus) küçük ak balıkçıl (Egrettagarzetta), gece balıkçılı ve sumrunun da aralarında bulunduğu 270’ten fazla kuş türünün varlığı kaydedilmiştir.
Milli parkta yer alan müze ve kuş gözlemlemenin tadını çıkaracağınız gözlem kulesi buraya gelen ziyaretçilerin büyük ilgisini çeker.
Burada her yıl haziran ayının ilk haftasında bölgenin turistik bir yer olarak önemini kutlamak ve çevre kirliliğine dikkat çekmek için bir turizm festivali düzenlenir. Festivalde paneller, sergiler, tiyatro oyunları, halk dansları, çeşitli performanslar ile festival koşuları düzenlenir.
İznik Gölü
Geç antik çağda Askania adıyla bilinen İznik Gölü, Bursa sınırları içindedir ve Türkiye’nin beşinci en büyük gölüdür. Göl, deniz seviyesinden 85 metre yüksekliktedir ve gölün en derin noktası 80 metredir.
Bir tatlı su gölü olan İznik Gölü, doğal güzelliği ve tarihi mirasıyla ilgi çekici bir bölgede yer alır. Gölde balıkçılığa, özellikle kerevit avına izin verilmektedir. Kıyılar; üzüm bağları, bahçeler ve zeytinliklerle çevrilidir. Gölün doğu kıyısında 14 ve 17. yüzyıllar arasında Hristiyan kültüründe önemli bir merkez olan İznik (Nicaea) kenti bulunur.
Burada 2014 yılında batık bir Bizans kilisesi bulunmuştur. Bu durum, gölün tarihi önemini arttırır. Göl, Amerikan Arkeoloji Enstitüsü tarafından 2014’ün en iyi 10 keşfinden biri seçilmiştir.
Gölün etrafında ayrıca birçok çay bahçesi ve restoran vardır. Ya da güzel bir piknik yaparak göl manzarasının ta Gölün etrafındaki hemen her restoranda tatlı su ıstakozu olarak da bilinen kerevit, balık yahnisi ya da tatlı su balığı servis edilir. Bazı kaçırılmaması gereken yemekler kerevit yahnisi, sazan çorbası, ızgara balık şiş, haşlanmış balık ve kerevit salatasıdır. Tavsiye edilen açık hava etkinliklerinden biri günbatımında kano kiralamaktır. Eğer grup olarak ziyaret ederseniz gölde gezmek için tekne de kiralayabilirsiniz. İznik’in tarihi yerleri arasında şehri çepeçevre saran surların bir parçası olan iki kapıyı kaçırmamak gerekir: Lefke Kapısı ve İstanbul Kapısı. Lefke Kapısı şehir sularının şehre doğu tarafından girdiği kapıdır. Uzun geçmişinden izler arasında Bitiniya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden görünür kanıtlar vardır. İsminden de anlaşılacağı üzere bu kapı şehrin Lefke’ye (günümüzde Osmaneli) açılan kapısıdır. İstanbul yoluna çıkış yönündeki İstanbul kapısı şehrin kuzey kapısıdır. Terkos Gölü (Durusu Gölü) Durusu Gölü olarak da bilinen Terkos Gölü, İstanbul’un kuzeybatısında Karadeniz kıyı şeridinden 700 metre içeride yer alır. Terkos Gölü, Çatalca ve Arnavutköy ilçelerinin sınırları içinde bulunur. Göl özellikle İstanbul’un koşuşturmasından kaçmak isteyenler arasında popülerdir. Göl, deniz seviyesinden yalnızca 4,5 metre yukarıdadır ve gölün en derin yeri iki metredir. Yüzölçümü 39 kilometrekaredir. Gölün suyu İstanbul’un tatlı su ihtiyacının büyük bölümünü karşılar. Marmara Bölgesi’ndeki Diğer Göller